DAİMA ADALET , DAİMA AVUKAT
Avukatlar evrensel bir insan hakkı olan savunma hakkının yürütücüsü ve güvencesidir.

Toplumsal ve sosyal yaşamda barış, kardeşlik ve huzurun ancak adaletle, adalet ise ancak güçlü ve bağımsız bir savunma ile ayakta durabilecektir.
 
Adalet duygusunun, bir toplumu ayakta tutan üstün bir değer olarak tesisi edilmesinde avukatlarımızın büyük katkısı vardır.


Aksaray Barosunun çok değerli avukatları ,
 
Ömürlerinin önemli bir bölümünü  hak arama yolunda geçiren değerli meslektaşlarım,  
 
Değerli Basın mensupları ,
 
   Bugün , Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulunca 5 Nisanın gününün  “Avukatlar Günü” olarak kutlanmasına karar verilmesinin 27. Yılında  yeniden savunma adına bir aradayız.
 
   Bu vesile ile Kamu Kurumu Niteliğinde Meslek Kuruluşu  olarak  Aksaray Barosu adına görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşma  fırsatını değerlendirdiğimiz ve  avukatlık mesleğine dikkatlerin yoğunlaştığı   bir günü birlikte yaşıyoruz.
 
   Kanunu’nun 2. maddesinde “…Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder…” denilmek suretiyle savunma hakkının evrensel gelişimine uygun bir tanım yapılmıştır.
 
   Avukatlar,   İnsanlığa; başkalarının hakkına, mülkiyetine, özgürlüğüne saygıyı öğreten, İnsan Hak ve Bildirgesini yazan, Kölelikten Kurtuluş Bildirgesini yayımlayan, çoğunluğun tiranlığına karşı duran, adaletsizlikle savaşan, kendini hakkaniyete adayan, demokrasi  için mücadele eden, uzlaşmaya inanan insanlardır.
 
   Avukatlar, Hak arama özgürlüğünün kullanılmasında ve korunmasında hukuki yardımda bulunan, bu amaçla bireyin yanında yer alan, bilgisini ve zamanını hak arayan kişi veya kişilere özgüleyen hak arama savunma mesleğinin onurlu temsilcileridir.
 
   Avukatlar ve Barolar, hukuk devletinin yerleşmesi,  demokrasinin kurumsallaşması, özgürlükler alanının genişlemesi, insan haklarının korunması konularında da çaba harcarlar. Dünyanın hemen her ülkesinde demokrasinin ve özgürlüklerin en yakın dostu ve teminatıdırlar.
 
   Avukatlar, statükoyla, statükonun korunmasından yana olanlarla, sorunu olan bir mesleğin mensubudurlar. O nedenle, kurulu düzenden yana olanlar, onun devamından yarar sağlayanlar da Avukatları sevmezler. Avukatlar yargının kurucu unsuru olarak savunma görevini yerine getirerek hukukun üstünlüğüne yaşamsal önemde katkı sunarlar.
 
   Türk Avukatları olarak; eksiksiz demokrasiye, insan haklarına, bağımsız yargıya ve hukuk devletine olan inancımız doğrultusunda çalışma ve çabalarımızı sürdürürken, Devletlerin yaşaması için devlet savunması ne kadar önemli ise adaletin yaşamasında da savunma ve dolayısı ile Avukat o kadar önemlidir. Melek ya da şeytan olalım, suç denilen şey hiçbirimizin uzağında değil Hepimiz her an bir suç isnadına, iftiraya maruz kalabilir, ya da hukuki bir çekişmenin tarafı olabiliriz. Bu gibi durumlarda, profesyonel bir desteğe, yani Avukata gereksinmemiz olacağı açıktır.  Onun için avukatı ve avukatlık mesleğini bağımsız, özgür, özerk kılmak, yargılama sürecinde etkili ve işlevsel hale getirmek yaşamsal değerdedir.
        
   Biz Avukatlar, Dünyanın en onurlu ve fakat en zor mesleklerinden birisini icra ediyoruz. Bu zorluk, bizim gibi hukuka aidiyet bilincinin yeteri kadar gelişmediği toplumlarda daha da ağır koşulları beraberinde getiriyor. Yine bu zorluk, savunmanın yargılama faaliyetinin asli unsuru olduğunun, yargılama faaliyetini demokratikleştiren ve meşrulaştıran unsurun savunma olduğunun bilincinde olmayan, buna göre eğitilmeyen, yetiştirilmeyen, kendilerini bu yönde geliştirmeyen, insanı değil, insan haklarını değil, devletin menfaatlerini korumayı adalet sayanların çoğunlukta olduğu ülkelerde, Avukatlık mesleğinin icrasını daha da zorlaştırıyor ve ağırlaştırıyor. Nitekim ülkemizde de durum böyledir, bu bağlamda bugün ülkemizde hemen her zeminde, ister hukuk, ister ise ceza davası olsun Avukatlık mesleğinin icrası son derece zordur ve giderek daha da zorlaşmaktadır. Bu gün geldiğimiz noktada hukuku gerek idari yönden, gerekse toplum yaşamı yönünden egemen kıldığımızı, toplumda ve onu oluşturan bireyler nezdinde bir hukuka aidiyet bilinci oluşturduğumuzu, demokratik hukuk devleti hedefimize ulaştığımızı söylemek ne yazık ki mümkün değildir. Yani Türkiye’nin hukukla olan imtihanı devam etmektedir. Bu nedenle Avukatlar, hukuk devleti olmada sorunları olan bir ülkenin Hukukçuları olarak bu durumun acılarını sancılarını ve sorumluluklarını, tıpkı Avukatlık cüppeleri gibi yıllardır omuzlarında taşımaktadırlar.
 
   Sav (Savcı), Savunma (Avukat),Hüküm (Yargıç), Yargılama faaliyetinin vazgeçilmez üç unsuru olmakla birlikte, demokratik hukuk devletlerinde yargılama faaliyetinin merkezini savunma hakkı yani Avukat oluşturur. Yargılama faaliyetinin merkezine savunmayı, yani Avukatı koymadığınızda, onun adı yargılama olmaz, yargısız infaz olur. Yine Avukatın saygınlığının olmadığı veya korunmadığı bir ülkede, Yargıç ve Savcının, aynı şekilde Yargıç ve Savcının saygınlığının olmadığı veya korunmadığı bir ülkede Avukatın saygınlığı olmaz.
 
   Değerli Meslektaşlarım  Değerli Basın Mensupları,
 
Artık Avukat olarak ;
 
Yargılamayı tamamlayan değil engelleyen bir unsur olarak görülmek istemiyoruz,
 
Silahların eşitliği prensibine saygı duyulmasını istiyoruz,
 
Savunduğumuz kişiler adına Bilgi ve belgelere ulaşmada sıkıntı çekmek  istemiyoruz,
 
Avukatlık kimliklerimizin resmi kimlik olarak tanınmasını istiyoruz
 
CMK uyarınca görevlendirilen müdafilerin ücretinin süresinde ödenmesini ve Avukatlık asgari ücret seviyesine yükseltilmesini istiyoruz
 
Yasa gereği eşit haklara sahip olan Hâkim Savcılar ile Avukatlar arasında ita  Amiri ilişkisi kurulmaya çalışılmasını istemiyoruz,
 
Yargıya Bağlı Adli Kolluk kurulmasını istiyoruz,
 
Yargının diğer kurucu iki unsuru olan Hâkim Savcı gibi Kamu Görevi Gören, Kamu Avukatlarımızın Özlük haklarının iyileştirilmesini istiyoruz,
 
Baroların Denetiminin TBB’ce gerçekleştirilmesini istiyoruz,
 
Avukatların müvekkil vekil ilişkisini düzenleyen vekâletnamelerini kendilerinin Tanzim etmesini istiyoruz,
 
Avukat Stajyerlerine de Hâkim Savcı Stajyerleri gibi sosyal haklar ve ücret Verilmesini istiyoruz,
 
Hukuk Fakültelerinin açılmasının sıkı kurallara bağlanmasını, Avukatlığa Kabul Ve Stajyerlik sınavlarının ivedi olarak getirilmesini istiyoruz,
 
Avukatlığın ekonomik sıkıntısının giderilmesi için Mesleki faaliyet alanının  Genişletilmesini, Kamuda ve Özel Sektörde Avukatlık Kadrolarının arttırılmasını  İstiyoruz,
 
Savunma hakkının lüks olmaktan çıkarılmasını, Avukatlık hizmetlerinde ki KDV nin 18 den aşağıya çekilmesini istiyoruz
 
Savcılık Kurumunun Adliyelerden ayrı konumlandırılmasını istiyoruz,
 
Meslek İçi Eğitimin Zorunlu hale getirilmesini istiyoruz,
 
Hâkim ve Savcılarımızın “Savunma Yargının kurucu unsurudur” cümlesini İçselleştirmelerini istiyoruz,
 
Savunma görevi nedeni ile savunduğumuz kişi ve kurumlarla özdeşleştirilmek  İstemiyoruz
 
Görevimizin asli unsurunu icra ederken, yargılamayı etkilemeye teşebbüs Ettiğimizin iddia edilmesini istemiyoruz
 
Kanunu bilmemenin vatandaş olarak bile kabul edilmediği ülkemizde, yasa Tekniğine aykırı olarak yasaların değiştirilmemesini istiyoruz.
 
Avukatlık Kanunun TBB nin hazırladığı Öneri doğrultusunda değiştirilmesini talep ediyoruz.
Değerli Meslektaşlarım , değerli basın mensupları


   Son olarak gündeme ilişkin değerlendirmelerimizi de paylaşmak istiyorum,
 
-30 Mart 2014 günü tüm ülkemizde Yele seçimler tamamlanmış  vatandaşlarımız sandığa büyük bir oranla  gitmekle   demokrasiye inancını ortaya koymuştur.
 
-Bu vesile ile  öncelikle seçimlerin Aksaray’ımız a,  ülkemize , Türk Milletine ve Cumhuriyetimize hayırlı olmasını  temenni ediyorum.
 
-Hiç şüphesiz ki , seçimler demokrasilerin olmazsa olmaz koşullarındandır. Demokrasi  ve parlamenter rejim hukukun üstünlüğü anlayışı içerisinde  tüm kurum ve kurulları ile yaşamalı  ve yaşatılmalıdır.
 
-Anayasa gereği hiçbir ayrıma tabi tutulmaksızın  “herkes” hukuka ve demokrasiye saygı duymalı kanunların gereğini    yerine getirmelidir.  
 
- Son günlerde “ yargının” da “yargılandığı” bir dönemden geçiyoruz.
 
   Toplumumuzda yargıya olan güven  duygusunun gün be gün azalmasını üzülerek izliyoruz. Bu dönemde savunma mesleğine olan güvenin artması  avukatlar ve barolar adına tesellimiz olmuştur.
 
   Anayasa ile güvence altına  alınan temel hak ve özgürlüklerin  yürütme adına  kimi zaman kanunla kimi zaman ise doğrudan doğruya idari kararla sınırlandırılmasını kabul etmiyoruz.
 
   Bir özgürlüğün sınırının başka bir özgürlüğün başladığı yer olduğunu hatırlatarak  özellikle  kişilerin bilgi ve haber alma haklarının kullanılmasının ihlali gerçekleştirenler yerine genel olarak engellenmesini demokratik bulmadığımızı ifade ediyoruz.
 
   Bir suç ya da suçlu varsa  toplumun tümü değil  yalnızca eylemi gerçekleştirenler cezalandırılmalıdır.
 
   Her dinde yönetimler adaletle emrolunmuştur.
 
   Bu sebeple sözün özünü söyleyerek ,
 
   DAİMA ADALET ,  DAİMA AVUKAT diyoruz.
 
   Değerli Meslektaşlarım , değerli basın mensupları,
 
   Adalete duyulan güveni arttırmak, böylece vatandaş-devlet ilişkisini güçlendirmek, ancak bütün unsurlarıyla etkin, hızlı ve adil bir yargı işleyişiyle mümkündür. Bu duygu ve düşüncelerle,  avukatlık mesleğinin toplumda gerekli saygınlığa erişmesi ve bu bilincin tüm topluma yerleşmesi dileğiyle, adaletin tecellisi için bu kutsal mesleği yerine getiren tüm avukat meslektaşlarımın 5 Nisan Avukatlar Gününü kutluyor, saygılar sunuyorum.05.04.2014
 
Av. Levent BOZKURT
Aksaray Barosu Başkanı